
Şile escort Nazlı, Şile’nin Kabakoz Köyü’nde, denize sıfır bir taş evde yaşıyordu. Evin hemen önünde uzanan kumsal, sabahları dalgaların izlerini silerken, geceleri sessizliğin sesiyle dolardı. 41 yaşındaydı. Hayatını İstanbul’da değill, İstanbul’un kıyısında, unutulmuşş bir köyde sürdürüyordu.
İki yıl önce Ümraniye’deki evinden bir gece aniden çıkıp buraya taşınmıştıı. Ne arkasına baktı ne de birine haber verdi. “Biri için yaşamaktan yoruldum,” demişti kendine. Bu köyde kimse ne yaptığıyla ilgilenmiyordu. Yılda birkaç ay gelen yazlıkçılar dışında kalanlar, sabahları tarlaya, geceleri erkenden yatağa giderdi. Nazlı ise geceleri dışarı çıkardı. Herkesin sustuğu saatte o konuşur, herkesin uyuduğu vakitte uyanırdı.
Ay Işığında Anlatılanlar
Bir yaz gecesi, sahilde yürürken yalnız bir kadınla karşılaştı. Kadın ağlıyordu. Yaklaşmadan önce çekindii ama sonra kendine hâkim olamayıp oturdu yanına. “Birini gömdüm bugün,” dedi kadın. “Hayattaydı ama içimden sildim.”
Şile escort Nazlı cevap vermedi, dinledi sadece. Kadın sustuğunda sigarasını uzattı. İkisi dalga seslerinin altında uzun süre konuşmadan oturdular. Sabaha karşı kadın ayağa kalktı: “Adın neydi?” diye sordu. Nazlı, bir an durdu: “Sadece Nazlı,” dedi.
Kadın gitti. Bir daha hiç görmedi onu. Ama o geceden sonra Nazlı, sahilde oturmaya devam etti. Belki biri daha anlatmaya gelirdi. Çünkü anlamıştı ki, bazen bir yabancı, en doğru dinleyici olabiliyordu.
Deniz hep aynıydı, ama artık onun gözleri farklı bakıyordu. Sadece kendini değil, başka kadınları da görüyordu. Kumun altına gömülen hayatlardan, gözyaşıyla parlayan izler çıkıyordu.
Ve Nazlı artık sadece kaçan biri değildi. Dinleyen, bekleyen ve gerektiğinde bir yabancının sessiz dostu olan bir kadındı.
Bir yanıt yazın